20 Mayıs 2013 Pazartesi

Oxpecker Kuşları

Çeşitli manzara ve vahşi yaşam fotoğraflarında dikkat çeken bir kuş var.Bazen bir zebranın sırtında, bazen bir zürafanın boynunda ve bazen de bir mandanın burnunda ortaya çıkan bu kuşun adı Oxpecker.Oxpecker, temizlikçi kuş olarak biliniyor.
Ortaklık kurduğu fil, zebra, gergedan, antilop, zürafa, domuz, su aygırı ve geyiklerin sırtında seyahat ediyor.Kırmızı gagası ve kırmızı göz çerçevesiyle aslında oldukça sevimli bir kuş türü.Ortağı olduğu hayvanın sırtından inmeyen Oxpecker, bedava seyahatin karşılığı olarak sırtına bindiği hayvanların derisindeki bit, pire ve keneleri yiyip temizliyor.Bu hayvanların derisinde açılan yaralardaki pis kanı emip burasını temizleyen Oxpecker, zebraların üzerlerine konarlar ve zebraların hastalık kapmasına ve kaşınmasına yol açan asalak böcekleri üstlerinden tek tek ayıklarlar..Bu nedenle hayvanlar kuşların üzerlerinde gezinmelerine hatta başlarına konmalarına bile hiç ses çıkarmazlar. 
TEHLİKE ANINDA ÇIĞLIK ATIYORLARBu kuşların inanılmaz bir özelliği daha var.Asla vahşi kedilere yaklaşmıyorlar.Yaklaşmadıkları gibi ortaklık kurduğu hayvanları bunlardan koruyorlar.Oxpecker kuşu zaman zaman havalanarak etrafta bir saldırgan olup olmadığı kontrol ediyor.Herhangi bir tehdit gördüğünde sırtına bindiği hayvana dönerek çığlıklar atıyor.
Bu ortaklık her iki tarafa da karşılıklı çok fazla fayda sağlar. Bu şekilde hayvanlar hem rahatsızlık veren parazitlerinden kurtulmuş olurlar hem de kuşlar onları herhangi bir tehlike durumunda çığlıklar atarak uyarırlar. Buna karşılık kuşlar da besin ve hatta yuvalarınıniçini kaplamak için tüy elde ederler. 



Çamuratlar Balıkları


Mangrov bataklıklarındaki kalın çamur tabakasının üzerinde Çamuratlar balıkları yaşar. Bu balıkların çamurun üstünde yalnızca başları ve periskop gibi hareket eden gözleri görülür. Diğer birçok balıktan farklı olarak Çamuratlar balıkları uzaktaki nesneleri, örneğin uzaktaki bir böceği bile farkedebilir. Balık, avını gözetlerken sık sık su yüzüne çıkar ve kıyıya kadar onu izler. Diğer balıkların aksine Çamuratlar balıkları geniş solungaç odacıklarında hava ve suyun bir karışımını taşıdıkları için çamurun içinde yaşayabilir. Bir dalgıcın oksijen tüpüne eşdeğer olan solunum sistemleri sayesinde karada kullanmak için gerekli olan oksijeni süzer. Sert çamurun üzerinde hareket etmek için kısa ve kalın göğüs yüzgeçlerini kullanır. Islak çamurun üzerinde sıçrar, kuyruklarını büker, daha sonra güçlü bir refleksle düzeltirler. Allah’ın sıfatlarından biri de Bedi, yani örneksiz yaratandır. Çamuratlar balıkları da diğer balıklardan tamamen farklı özellikleri ile   Allah’ın Bedi sıfatının bir tecellisidir.
Borneo, The World’s Wild Places, Time Life Books, s. 132

Ağaçlar Arasında Uçan Altın Toplar

  Doğadaki canlıların sahip olduğu çeşitli renkler aynı zamanda son derece önemli görevlere de sahip olabilir. Örneğin kaplumbağa böceğinin saydam göğüs ve kanat yapısı, vücudunun altındaki parlak altın rengini gizlemeye yarar. Böceğin sahip olduğu renkler gerçekte bir savunma şeklidir. Çünkü bu renkler sayesinde böcek hareketsizken bir su damlası ya da bir yaprağın parlak bir parçası olarak görünür. Ağaçtan ağaca uçarken ise elips çizen küçük bir altın top haline gelir. Sürekli değişen bu yanıltıcı görünümler böceğin düşmanlardan kurtulmasını sağlar.

  Borneo, The World's Wild Places, Time Life Books, s. 62


Öküz Başlı Antiloplar


Afrika antilopları (Öküz başlı antiloplar), 1.15-1.40 metreye kadar büyüyebilirler. Ağırlıkları 150-250 kg arasında değişir. Yaşam kıtaları Afrika'dır. Habitatları özellikle Serengeti ovalarındadır. Vahşi doğada 20 yıldan fazla yaşayabilirler.Savanada bulunan otları dikenli yaprakları ve yere düşmüş olan meyveleri yiyerek beslenirler.Senede bir veya iki kere göç yaparlar. Bunun nedeni kuraklığın baş göstermesi ve meyvelerin az kalmasıdır. Bu kuraklık beşeri kuraklık değildir.
Bu cinsin iki türü vardır:


Mantar Sivrisinekleri


Mantar sivrisinekleri Yeni Zelanda'da mağaralarda, içi boş ağaçlarda ya da karanlık ve nemli yerlerde yaşayan küçük, sineğe benzeyen böceklerdir.
Bir tür mantar sivrisineği kendi ürettiği salgı ile şeffaf bir tüpe benzeyen bir yuva yapar. Bu tüpten, her biri 50 cm. uzunluğunda olan ve dışı yapışkan bir madde ile kaplı olan lifler sarkar. Böceklerin larvaları bu tüpün içinde yaşar ve ışıklı kuyruklarını lifleri aydınlatmak için kullanırlar. Bulunduğu yerden 70 cm.'ye kadar uzayabilen lifler larvanın yuvasından aşağıya doğru sallanır ve üzerlerindeki yapışkan tabakayla böceklere tuzak kurmaya hazır halde beklerler. Tatarcıklar, güveler ve diğer böcekler bir süre sonra bu parıldayan perdenin cazibesine kapılır. Böcek bu liflerden birine dokunduğunda, yapışkan damlaların tuzağına düşer. Kaçmaya çalıştığında ise titreşimler lifi hareketlendirir ve tüpün içinden çıkacak olan larvayı alarma geçirir. Larva sanki balığı sürükleyen olta gibi ipi çeker ve avını yutar. Larvanın ucundaki ışık, vücudunun içindeki kimyasal reaksiyon sayesinde oluşur. Yetişkin mantar sivrisinekleri de aynı şekilde bu tuzağa düşebilirler ama genellikle kaçmayı başarırlar. Dişiler çoğunlukla sayıları 130'u bulan yumurtalarını mağaranın duvarlarına ya da tavanına bırakır. Bu böcekler larva ve pupa evrelerinde olduğu gibi yetişkin olduklarında da ışık üretebilir.

Anita Ganeri, Creatures That Glow in The Dark, s. 20-21

Akgerdanlı Serçeler


  Akgerdanlı serçeler, belirgin biçimde beyaz bir boyuna ve siyah-beyaz çizgili bir başa sahip olan kuşlardır.
  Kuzey Amerika'da yaşarlar. Akgerdanlı serçelerin erkeklerinin her birinin kendilerine ait bölgeleri vardır. Bu bölgeyi korumak için erkekler savunma ötüşleri yapar. Bütün Akgerdanlı erkek serçeler temelde aynı ezgiyle öter, ama her erkek, türe özgü olan bu ezgiye sadık kalırken bir yandan da bazı değişiklikler yapar. Örneğin perdede hafif bir değişiklik yaparak şarkıya kendi özelliğini katar. Bu değişiklik sayesinde diğer erkek ve dişi kuşlar bölgenin kime ait olduğunu hemen anlar. İlkbaharda erkek kuşlar, dişilerin yuva yaparak yavrularını büyüttükleri, her biri yaklaşık 3.000 m2. genişliğe sahip olan üreme alanları oluşturur.

Marian Stamp Dawkins, Through Our Eyes Only?/The Search For Animal Consciousness, s. 59


Kırmızı Yarasalar

Kırmızı yarasalar tek başlarına ya da gruplar halinde ağaçlarda ya da çalılıklarda tüner. Bu şekilde ağaç gövdesini siper edinerek kolaylıkla gizlenebilirler. Koyu kırmızı renkleri çok etkili bir şekilde kamuflaj yapmalarını sağlar. Yaptıkları kamuflaj o kadar etkilidir ki, özellikle sonbahar ayı süresince düşmanları onları ölü yaprak zanneder. Ayrıca kırmızı yarasalar çok iyi birer uçucudur. Öyle ki dişi yarasa iki ya da üç yavrusu kürküne yapışmış olduğu halde onları taşıyarak uçabilir. Bu yük dişinin kendi vücut ağırlığını aşmaktadır. Kanada ve Kuzey Amerika'da yaşayan kırmızı yarasa nüfusunun çoğu kışın güneye doğru göç eder. Bazı türler kışlarını Kuzey Amerika'da geçirmek için 2000 km. kadar yolculuk yapabilir. Kırmızı yarasaların başka bir özellikleri de ağır bir kürke sahip olmalarıdır. Ayrıca diğer yarasalar arasında en fazla kırmızı kan hücresine sahip olan tür de kırmızı yarasalardır. Kış uykusuna yattığında soğuğa maruz kalan vücut bölgelerini minimuma indirmek için bir top gibi kıvrılarak uyur. Kış uykusuna yattıkları zaman dokuları -260C kadar düşük ısılara bile rahatlıkla dayanabilir. 

Guinness Books, Remarkable Animals, A Unique Encyc. of Wildlife Wonders, s. 21



İSİMLERİ PEK BİLİNMEYEN HAYVANLAR

  İsimleri bilinmeyen ve oldukça ilginç pek çok hayvan türü vardır. Bunların birkaçını bloğumuzda bulabileceksiniz.


Hayvanlar Hakkında Bilmek İstedikleriniz Burada!